Pandemi döneminde sağladığı faydaları nedeniyle pek çok bilimsel araştırmaya konu olan propolis, İstanbul’da düzenlenen 3. Uluslararası Propolis Konferansı’nda etraflıca ele alınıyor.
Sağladığı fonksiyonel faydaları nedeniyle doğal destekleyiciler arasında öne çıkan propolis, bilim insanları ve arıcılık sektörü temsilcileri tarafından İstanbul’da masaya yatırıldı. İlki 2016 yılında Glasgow’da düzenlenen Uluslararası Propolis Konferansı’nın üçüncüsü, bu yıl 9-11 Kasım 2023 tarihleri arasında İstanbul’da Balparmak Kampüsü’nde gerçekleşiyor. 20’den fazla ülkeden 40’ın üzerinde bilim insanının bildiri sunduğu konferansta, propolisin sağlık üzerindeki etkileri üzerine yapılan çalışmalar ele alınıyor.
Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından bilim insanları, karar vericiler, üretici ve tüketici örgütlerinin temsilcilerini bir araya getiren konferansın, sektör paydaşları arasında güçlü bir köprü oluşturması hedefleniyor.
Bal ve arı ürünlerinde Türkiye’nin öncü markası Balparmak ana sponsorluğunda, İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tamamlayıcı Tıp Anabilim Dalı ile Apiterapi Derneği’nin bilimsel katkıları ve International Propolis Research Group (Uluslararası Propolis Araştırma Grubu) iş birliğinde gerçekleşen konferansın ana teması, pek çok farklı alanda faydaları keşfedilen propolisin “geleceğin devası” olabileceği. Konferansta yapılan sunumlarda propolisin insan metabolizmasına ve vücut direncine olan katkıları pek çok farklı alanda ele alınıyor.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, arıların dünyayı sürdürülebilir kılan en önemli canlılardan biri olduğuna vurgu yaparak, “43 yıldır arı varlığını koruma, arıcılığın sürdürülebilirliğini destekleme ve arı ürünlerini sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline getirme misyonu ile çalışıyoruz. Ömrü boyunca ancak bir çay kaşığının ucu kadar bal üreten bir arının bize ve dünyamıza sunduklarının karşısında bizim de onlara borçlu olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü arılar varsa gelecek var.” dedi.
“Kendi alanında dünyanın en büyük 10 şirketi arasındayız ve 300 çalışanımızla ülkemizin adını arı ürünleri sektöründe ilk sıralara yazdırmak için çalışıyoruz. Ülkemizde 10.000’e yakın arıcı ile iletişim halindeyiz. Farklı disiplinlerden 20 uzman arkadaşımızın görev aldığı ileri teknoloji ile donatılmış 1500 metrekarelik Ar-Ge merkezimizde yeni ve inovatif ürünler, yenilikçi analiz metotları geliştiriyoruz. Bilimsel çalışmalarımızı uluslararası geçerliliği olan bilimsel kaynaklarda yayımlıyor, kongre ve sempozyumlarda tüm dünyaya duyuruyoruz.
Propolis alanında ülkemizin ilk çalışmalarından birini Balparmak çatısı altında 2012 yılında yaptık. Aradan geçen yıllar içinde propolis, biyoyararlılık, kozmetik ve tamamlayıcı tıp alanlarında yaygın olarak tanınan çok önemli bir ürün haline geldi. Bu çerçevede, dünyanın dört bir yanından bilim insanlarını bir araya getiren 3. Uluslararası Propolis Konferansından önemli bilgiler alarak ayrılacağımıza ve kongrenin sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.”
Açılış oturumunda Altıparmak’ın konuşmasının ardından söz alan Balparmak CEO’su Ali Bozer, üç gün sürecek konferansta katılımcıların bağışıklığını korumak adına bir önlem olarak konuşmasından önce tüm konuklarla birlikte Balparmak Ar-Ge Merkezi ve Tübitak MAM iş birliğiyle geliştirilen propolis spreyini kullandı.
Ev sahibi Balparmak yöneticilerinin ardından Uluslararası Propolis Araştırma Grubu Kurucu Ortağı James Fearnley, İl Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Gökçeoğlu, Uluslararası Apiterapi Derneği Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu, İstanbul Medipol Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Müdürü Mahmut Tokaç ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin söz alarak kısa açılış konuşmaları yaptı.
Konferansın bilimsel açılış dersini ise arıcılık alanında dünyanın önde gelen otoriteleri arasında yer alan ve propolis konusunda uzun yıllardır sürdürdüğü çalışmaları ile tanınan Bulgaristan Bilim Akademisi’nden Profesör Vassya Bankova yaptı. Konferans sonunda Bankova adına “Profesör Vassya Bankova Genç Araştırmacı Ödülü” de verilecek.
Öğleden sonra yapılan ilk oturumda söz alan ve alanının bir diğer önde gelen ismi olan İngiliz bilim insanı ve Uluslararası Propolis Araştırma Grubu kurucu ortağı James Fearnley, propolisin tarihini, bugününü ve geleceğini anlatan detaylı bir sunum yaptı.
Antik Hindistan’dan Mısır’a, Yunan ve Roma devirlerinden Araplara kadar pek çok eski çağ medeniyetinin propolisin faydalarının farkında olduğunu örneklerle anlatan Fearnley, multidisipliner bir yaklaşımla propolisin farklı tıp geleneklerindeki önemine değindi.
Propolisin bir ilaçtan ziyade bir biyoyararlılık etken maddesi olduğunun altını çizen Fearnley, bugün geldiğimiz noktada hem bal arılarının hayatiyetinin devamı için hem de insan metabolizması bağışıklığı için propolisin önemli faydalarının bulunduğunu anlattı. Fearnley’e göre propolis, bakterilerin birbirinden ayrılmalarında, virüslerin izole edilmesinde, iltihabın bloke edilmesinde ve quorum sensörlerinin kapanmasında faydalı bir rol oynayarak vücut direncinin yükseltilmesine yardımcı oluyor.
Bal üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alan Türkiye, diğer arı ürünlerinde de öncü olmayı hedefliyor.
Bilim insanlarının ‘geleceğin devası’ olarak nitelediği propolis konusunda Türkiye’nin de önemli bir ihracat potansiyeli bulunuyor.
Zira Türkiye’de karakavak – poplar propolisi son derece yaygın üretiliyor. Propolisin çok farklı bir bileşen yapısı var. Propolisin içindeki fenolid bileşenlerden kafeik asit fenetil ester (KAFE) denilen madde anti enflamatuvar açısından çok zengin. KAFE de en çok karakavak propolisinde bulunuyor. Bu nedenle Türkiye’nin ihracat potansiyeli çok yüksek.